Dünyadaki mevcut ekonomiler, merkezi olmayan teknoloji ve kriptonun ana faydalarını ortaya koyan COVID-19 salgını nedeniyle acı çekiyor.
COVID-19 salgını tüm dünyadaki ülkelerin ekonomilerini tahrip etti ve kriz henüz hiçbir durma belirtisi göstermiyor. COVID’in neden olduğu tahribata ek olarak insanların hayatını korumak için yapılan kısıtlamalar zaten kırılgan olan ekonomilere daha büyük bir darbe vurdu. Bunun sonucunda ise vahşi bir ekonomik dalgalanmaya sebep olsa da birçok kişinin hayatı kurtuldu.
Sadece Amerika Birleşik Devletleri gayri safi yurtiçi hasılada %30’luk rekor bir işsizlik oranı ve benzeri görülmemiş bir ekonomik çalkantı ön görülüyor. Çin, Avrupa Birliği, Japonya ve İngiltere için de farklı bir durum söz konusu değil.
Böyle belirsiz zamanlarda, yatırımcılar doğal olarak gergin. Mart ayındaki büyük çöküşten sonra ve artan işsizlik ve korku nedeniyle, borsa bir pandeminin ortasında yeni zirvelere kayıt olmaya geri döndü.
Mart ayındaki büyük satışlardan sonra şu anda dünyadaki en hızlı toparlanan market kriptopara marketi iel birlikte Bitcoin oldu.
Küresel makro durum kötüleşirse, kısa vadede Bitcoin üzerinde biraz daha aşağı yönlü fiyat baskısı görebiliriz. Ancak diğer varlıklardan ayrı bir şekilde uzun vade görünümde BTC herhangi bir zarar görmemiş gibi. İşte bu yüzden yüzyıldaki en kötü kriz Bitcoin için zemin hazırlıyor.
Ülkelerin kapılarına kilit vurmaları ile birlikte bazı büyük hükümetler para basarak COVID-19 krizine çözüm üretmeye çalıştı. Böylelikle 8 Trilyon dolar civarında yeni para dolaşıma sokulmuş oldu. Krizin henüz aşılmadığı düşünüldüğünde ise 8 Trilyon Dolar’ın dahi aslında bir çözüm olmadığı görülüyor.
Düşen gayri safi yurt içi hasılalar karşılaştırıldığında ve kepenklerini tamamen kapatan işletmeler göz önüne alındığında artan işsizlik oranları krizi ekstra genişletti.
Mevcut iklimde dünyada birçok kişi para biriktirmekten ziyade yemek masasına bir şeyler koyabilmenin peşine düştü. Zorlaşan hayat şartları dışarıda kol gezen COVID sebebi ile insanlar mental olarak da bir çöküntü yaşadı.
Ancak, zengin ve deneyimli yatırımcılar sonunda Bitcoin’in potansiyelini görmeye başladı. Kötü şöhretli makro yatırımcı Paul Tudor Jones geçtiğimiz günlerde kamu portföyüne Bitcoin’i ekleyerek en hızlı at benzetmesini yaptı. Bitcoin’e yatırım yapmasının asıl sebebinin ise karşılıksız para basılmasından ötürü gelecekte yaşanacak olan olası enflasyonlardan kaynaklı olduğunu belirtti.
Risk yöneticileri, özellikle böyle zamanlarda bir yatırım portföyünü çeşitlendirmenin öneminden bahsediyor ve birçok yatırımcı muhtemelen Tudor Jones’un liderliğini takip edecektir.
Buna Karşılık Bitcoin Dolu Dizgin
Yarılanma ile birlikte madenciler için ödül yarıya indi. Olağan ekonomilerdeki gibi para basımı gibi bir durum Bitcoin için geçerli olmadığı için bu durum bir anlamda dolaşımdaki para artış hızının azalması anlamına geliyor. Yarılanma sonrasındaki hareketler arasında beklenen ise $10 bin bariyerinin tekrar test edilmesi ve bir süre sonra bu seviyenin direnç olarak değil destek olarak görülmesi yönünde.
Endüstri Büyümeye Devam Ediyor
COVID-19 kaynaklı kriz sebebi ile artan işsizlik oranlarına rağmen Kraken ve OKEx gibi borsalar yeni bir işe alım dönemi başlattı.
ABD’nin en büyük finans kurumu JPMorgan geçtiğimiz günlerde Gemini ve Coinbase kripto borsaları için banka hesapları açacağını açıkladı. 10 milyar dolarlık kripto fonu Renaissance Technologies, CME Group‘tan nakit olarak yerleşik BTC sözleşmeleri sunmayı onayladı ve Grayscale Investment Trust, Bitcoin satın almak için belirlenen kurumsal fonların rekor bir şekilde arttığını gördü.
Gözler Bitcoin’e Dönüyor
Geçtiğimzi günlerde Amerika Birleşik Devletleri’nin vatandaşlarına gönderdiği yaklaşık $1200’ın büyük oranda kripto para piyasalarına aktarıldığı da ortaya çıktı. Kripto para marketlerinin son durumu incelendiğinde dalgalı devam eden klasik marketlerin güvensizliği tüm dünyada krizden kaynaklı geçim sıkıntısı yaşamayanların büyük oranda Bitcoin’e odaklandığını ve yatırımlarını artırdıklarını gösteriyor.